Şerafettin Güç Karamanoğulları Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Şerafettin Güç Karamanoğulları Araştırmacı Yazar
 

Astığım Astık Çaldığım Düdük Dememişler

Astığım Astık Çaldığım Düdük Dememişler   Atatürk TBMM’deki II’nci devre II’nci toplantı yılını (1924) açarken “Hukuku medeniyette, hukuku ailede taklit edeceğimiz yol ancak medeniyet yoludur.” demektedir. Medeni Kanun 6 Nisan 1926’da yayımlanmış 6 ay sonra (6 Ekim 1926) uygulanmaya başlanmıştır. İsviçre uygulamayı kanunun kabulünden ancak 4 yıl sonra başlatmıştı. İsviçre’nin 4 yıl uyum süresi verdiği yasayı, Türk Devrimi çok daha farklı bir toplum yapısında 6 ayda yürürlüğe geçirmiştir. İşte, kültür atılımı ile ilgili büyük devrim farkı ve özelliği. Burası Çok Önemli Türk devriminin önemli bir özelliği de şiddete en az başvurmasıdır. Diğer Avrupa devrimlerinde yapıldığı gibi hanedan katle dilmemiş, maddi olanakları ile yurt dışına gitmelerine fırsat verilmiştir. Başka hiçbir devrimde görülmeyen bir olay da, Osmanlı İmparatorluğu hanedan torunlarının tekrar ülkeye dönmelerine izin verilmesidir. Bu olay Türk Devrimi’nin yerleştiğini, karşı devrim tehlikesini siyasi açıdan büyük ölçüde atlattığını gösterir. Atatürk Türk Devrimi’nin başlangıcında bazı tespitler yapmıştı (1922): “Türkiye’nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye’ye ait olmadığını bir kez daha doğrulamak gereğini duyuyorum. Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi adına ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye engelleri yenmede kararlı ve önemli bir çaba göstermektedir. Çünkü savunduğumuz, bütün mazlum ulusların namusudur...” Atatürk Türk Devriminin evrenselliğini 1922 de tespit ve ifade etmiştir. İstiklal Harbi sırasında firar suçlarına, askeri ve siyasi casusluklara, suikastlara, asker ailelerine tecavüz edenlere, devlete yönelik isyancılara bakmak üzere kurulan İstiklal Mahkemeleri iki bin civarında kişiyi cezalandırmıştır. İstiklal Mahkemeleri TBMM’nin mutlak çoğunluğunun gizli oyu ile kendi üyeleri arasından seçtiği bir reis bir savcı ve iki asil bir yedek üyeden oluşuyordu. İdam cezalan TBMM’nin onayından sonra uygulanıyordu. İstiklal Mahkemelerinin verdikleri cezaların çoğunluğu İstiklal Harbi ve isyanlarla ilgilidir. Devrim karşıtlarına verilen cezalar çok azdır. Cezalar devrim şiddetinden çok Kurtuluş Harbi’nin sürdürülebilmesinin gereğinden kaynaklanır. Türk Devrimi diğer bütün devrimlerden çok daha az şiddet kullanmıştır. Her olay gerçekleştiği kültür ortamının bir ürünüdür. Kültür ortamını ise bilgi ve deney birikimlerinin oluşturduğu davranış ve düşünce gücü belirler. Kültür değerleri ile farklılık gösteren atılımlar topluma benimsetilemezse, toplumla uyum sorunu olacağı için ya yaratılamaz veya kültür ortamının özellikleri yönünde şekil ve içerik değiştirirler. Devrimsel atılımlarda bu sorun daima vardır. Nihayetinde Türk çağdaşlaşması, evrensel uygarlığın yakalanmasını sağlayacak ilke ve yon[1]temleri içerir. Bu ilkelerin Türk dünyasının ortak kültür değerleri arasına dâhil edilmesi ortak ve umutlu geleceğimizi destekleyecektir. Şerafettin GÜÇ Kaynak: 956.1023 Türk Devrimi ve Türk Dünyası./ Suat ilhan - Ankara: A K D TY K, Atatürk Araştırma Merkezi, 2001. VIII+149 s. 11,5x19,5 ISBN: 975-16-1385-X 1Turk Tarihi
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2023 - Pazartesi

Astığım Astık Çaldığım Düdük Dememişler

Astığım Astık Çaldığım Düdük Dememişler

 

Atatürk TBMM’deki II’nci devre II’nci toplantı yılını (1924) açarken “Hukuku medeniyette, hukuku ailede taklit edeceğimiz yol ancak medeniyet yoludur.” demektedir.

Medeni Kanun 6 Nisan 1926’da yayımlanmış 6 ay sonra (6 Ekim 1926) uygulanmaya başlanmıştır. İsviçre uygulamayı kanunun kabulünden ancak 4 yıl sonra başlatmıştı. İsviçre’nin 4 yıl uyum süresi verdiği yasayı, Türk Devrimi çok daha farklı bir toplum yapısında 6 ayda yürürlüğe geçirmiştir. İşte, kültür atılımı ile ilgili büyük devrim farkı ve özelliği.

Burası Çok Önemli

Türk devriminin önemli bir özelliği de şiddete en az başvurmasıdır. Diğer Avrupa devrimlerinde yapıldığı gibi hanedan katle dilmemiş, maddi olanakları ile yurt dışına gitmelerine fırsat verilmiştir.

Başka hiçbir devrimde görülmeyen bir olay da, Osmanlı İmparatorluğu hanedan torunlarının tekrar ülkeye dönmelerine izin verilmesidir. Bu olay Türk Devrimi’nin yerleştiğini, karşı devrim tehlikesini siyasi açıdan büyük ölçüde atlattığını gösterir.

Atatürk Türk Devrimi’nin başlangıcında bazı tespitler yapmıştı (1922):

“Türkiye’nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye’ye ait olmadığını bir kez daha doğrulamak gereğini duyuyorum. Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi adına ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye engelleri yenmede kararlı ve önemli bir çaba göstermektedir. Çünkü savunduğumuz, bütün mazlum ulusların namusudur...”

Atatürk Türk Devriminin evrenselliğini 1922 de tespit ve ifade etmiştir.

İstiklal Harbi sırasında firar suçlarına, askeri ve siyasi casusluklara, suikastlara, asker ailelerine tecavüz edenlere, devlete yönelik isyancılara bakmak üzere kurulan İstiklal Mahkemeleri iki bin civarında kişiyi cezalandırmıştır. İstiklal Mahkemeleri TBMM’nin mutlak çoğunluğunun gizli oyu ile kendi üyeleri arasından seçtiği bir reis bir savcı ve iki asil bir yedek üyeden oluşuyordu.

İdam cezalan TBMM’nin onayından sonra uygulanıyordu. İstiklal Mahkemelerinin verdikleri cezaların çoğunluğu İstiklal Harbi ve isyanlarla ilgilidir. Devrim karşıtlarına verilen cezalar çok azdır. Cezalar devrim şiddetinden çok Kurtuluş Harbi’nin sürdürülebilmesinin gereğinden kaynaklanır. Türk Devrimi diğer bütün devrimlerden çok daha az şiddet kullanmıştır.

Her olay gerçekleştiği kültür ortamının bir ürünüdür.

Kültür ortamını ise bilgi ve deney birikimlerinin oluşturduğu davranış ve düşünce gücü belirler. Kültür değerleri ile farklılık gösteren atılımlar topluma benimsetilemezse, toplumla uyum sorunu olacağı için ya yaratılamaz veya kültür ortamının özellikleri yönünde şekil ve içerik değiştirirler. Devrimsel atılımlarda bu sorun daima vardır.

Nihayetinde

Türk çağdaşlaşması, evrensel uygarlığın yakalanmasını sağlayacak ilke ve yon[1]temleri içerir. Bu ilkelerin Türk dünyasının ortak kültür değerleri arasına dâhil edilmesi ortak ve umutlu geleceğimizi destekleyecektir.

Şerafettin GÜÇ

Kaynak:

956.1023 Türk Devrimi ve Türk Dünyası./ Suat ilhan - Ankara: A K D TY K, Atatürk Araştırma Merkezi, 2001. VIII+149 s. 11,5x19,5 ISBN: 975-16-1385-X 1Turk Tarihi

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mutajans.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
S. Yapar
(22.04.2023 07:57 - #202)
Tarih eksik fazla yanlış doğru olarak tartışılacak bir ilim dalı. Azeri bir araştırmacısı tarafından kaleme alınmış okunacak bir makale..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mutajans.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.