Şerafettin Güç Karamanoğulları Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Şerafettin Güç Karamanoğulları Araştırmacı Yazar
 

İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ SÖZ

 İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ GÖZDÜR.   “ İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ GÖZDÜR. AKLIN SÜSÜ DİL, DİLİN SÜSÜ SÖZDÜR. SÖZÜM GÖZSÜZLERE GÖZ OLSUN. “ Balasagunlu Yusuf has Hacip   Necip Fazıl Kısakürek bunu okuyunca aşağıda ki beyit ağzından dökülüvermiş. ESER Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser... Elbet beklenen rüzgar bir gün Kıbleden eser!.. 1972 N.F.K Kendi eserlerinde nefesin kendisine ait olmadığını Allah (cc) koktuğunu ifade ediyor. Her aldığı nefesinin de kıble tarafın gelmesi için yüce Rabbine dua ediyor. Kendisine esen rüzgârında aynen kıble tarafından gelmesi için tekrar tekrar dua ediyor. ALLAH lafza-i Celalin yerini hiç bir isim tutamaz. Eğer ‘Allah’ lafzından ‘elif’ harfi kaldırılsa geriye ‘lillâh’ lafzı kalır. Bunun manası: “Allah’a mahsustur” şeklindedir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de bu şekilde “ve lillâhi” diye başlayan ayetler vardır. Eğer ‘lillâh’ lafzındaki ilk ‘lâm’ harfi kaldırılsa geriye ‘lehü’ lafzı kalır. Bunun manası şudur: “O’nun içindir” veya “O’nundur.” Nitekim bu şekilde Allah’a delâlet eden ve ‘lehü’ lafzıyla başlayan ayetler vardır. Eğer ‘lehü’ lafzındaki ‘lâm’ harfi kaldırılsa geriye ‘hü’ yani ‘O’ kalır. Bu kelime de Allah’a delâlet etmektedir. Bu şekilde O’nu gösteren ve Kur’ân’da geçen ayetler vardır. Bu hususiyet sadece ‘ALLAH’ isminde vardır. Bu açıklamaya göre, harf olarak en son sadece ‘he’ harfi kalıyor. ‘He’ harfinin mahreci göğüsten ve ciğerlerden çıkar. Buna göre her nefeste ‘he’ harfi söylenmiş oluyor. Yani ‘O’ manasına gelen ‘Allah’ lafzı her nefeste söylenmiş oluyor. Rüzgârların çıkardığı sesler. Yapraklara temas ettiğinde çıkan sesler, ayrıca solunum yapan tüm canlılarda aynı tarzda ‘Allah’ derler. Üfürük = Nefes hakkında Mesnevinin birinci cildinin ilk 15 sayfası sadece bunu anlatır. NEY üfürükle = Nefesle hayat bulur. İnsan sesine en yakın NEY sesidir. NEY akort olmaz. Ağızdan çıkan sözler gözükmez. Onun için önünde müzvettelik kâğıt olsun der. (mecazi anlamda) Sözler kulaklarda şekillenir. Çünkü kulak VAV dır. Şair Cemal Yaman’da kalemde gördüğü o âlemi şöyle dizelemiş. Bir beyaz kâğıt Altında masa Üstünde kalem Kalemde cümle âlem Bende diyorum ki kalem tutarken ellerimi okuyorum.   Merhum Necip Fazıl Kısakürek, Balasagunlu Yusuf has Hacip’in bu sözlerini duyduktan sonra tekraren şöyle söylüyor.     SAYIKLAMA Kedim, ayakucumda büzülmüş, uyumakta; İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta,                                                             Hırıl hırıl,                                                             Hırıl hırıl... Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece, Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce,                                                             Fırıl fırıl,                                                             Fırıl fırıl... Söndürün lambaları, uzaklara gideyim; Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim,                                                             Pırıl pırıl,                                                             Pırıl pırıl... Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan; Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan;                                                             Şırıl şırıl,                                                             Şırıl şırıl... Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda, Bahsetse yaşamanın tadından başucumda,                                                             Mırıl mırıl,                                                             Mırıl mırıl...  1972   Şerafettin GÜÇ Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı - Eğitimci Yazar   
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2021 - Pazartesi

İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ SÖZ

 İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ GÖZDÜR.

 

“ İNSANIN SÜSÜ YÜZ, YÜZÜN SÜSÜ GÖZDÜR.
AKLIN SÜSÜ DİL, DİLİN SÜSÜ SÖZDÜR.
SÖZÜM GÖZSÜZLERE GÖZ OLSUN. “ Balasagunlu Yusuf has Hacip

 


Necip Fazıl Kısakürek bunu okuyunca aşağıda ki beyit ağzından dökülüvermiş.


ESER


Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...

Elbet beklenen rüzgar bir gün Kıbleden eser!.. 1972


N.F.K Kendi eserlerinde nefesin kendisine ait olmadığını Allah (cc) koktuğunu ifade ediyor. Her aldığı nefesinin de kıble tarafın gelmesi için yüce Rabbine dua ediyor. Kendisine esen rüzgârında aynen kıble tarafından gelmesi için tekrar tekrar dua ediyor.


ALLAH lafza-i Celalin yerini hiç bir isim tutamaz. Eğer ‘Allah’ lafzından ‘elif’ harfi kaldırılsa geriye ‘lillâh’ lafzı kalır. Bunun manası: “Allah’a mahsustur” şeklindedir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de bu şekilde “ve lillâhi” diye başlayan ayetler vardır.


Eğer ‘lillâh’ lafzındaki ilk ‘lâm’ harfi kaldırılsa geriye ‘lehü’ lafzı kalır. Bunun manası şudur: “O’nun içindir” veya “O’nundur.” Nitekim bu şekilde Allah’a delâlet eden ve ‘lehü’ lafzıyla başlayan ayetler vardır.
Eğer ‘lehü’ lafzındaki ‘lâm’ harfi kaldırılsa geriye ‘hü’ yani ‘O’ kalır. Bu kelime de Allah’a delâlet etmektedir. Bu şekilde O’nu gösteren ve Kur’ân’da geçen ayetler vardır. Bu hususiyet sadece ‘ALLAH’ isminde vardır.


Bu açıklamaya göre, harf olarak en son sadece ‘he’ harfi kalıyor. ‘He’ harfinin mahreci göğüsten ve ciğerlerden çıkar. Buna göre her nefeste ‘he’ harfi söylenmiş oluyor. Yani ‘O’ manasına gelen ‘Allah’ lafzı her nefeste söylenmiş oluyor. Rüzgârların çıkardığı sesler. Yapraklara temas ettiğinde çıkan sesler, ayrıca solunum yapan tüm canlılarda aynı tarzda ‘Allah’ derler.


Üfürük = Nefes hakkında Mesnevinin birinci cildinin ilk 15 sayfası sadece bunu anlatır.


NEY üfürükle = Nefesle hayat bulur. İnsan sesine en yakın NEY sesidir. NEY akort olmaz.


Ağızdan çıkan sözler gözükmez. Onun için önünde müzvettelik kâğıt olsun der. (mecazi anlamda)

Sözler kulaklarda şekillenir. Çünkü kulak VAV dır.


Şair Cemal Yaman’da kalemde gördüğü o âlemi şöyle dizelemiş.


Bir beyaz kâğıt Altında masa Üstünde kalem

Kalemde cümle âlem


Bende diyorum ki kalem tutarken ellerimi okuyorum.

 

Merhum Necip Fazıl Kısakürek, Balasagunlu Yusuf has Hacip’in bu sözlerini duyduktan sonra tekraren şöyle söylüyor.

 

 

SAYIKLAMA

Kedim, ayakucumda büzülmüş, uyumakta;

İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta,
                                                            Hırıl hırıl,
                                                            Hırıl hırıl...
Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece,
Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce,
                                                            Fırıl fırıl,
                                                            Fırıl fırıl...
Söndürün lambaları, uzaklara gideyim;
Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim,
                                                            Pırıl pırıl,
                                                            Pırıl pırıl...
Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan;
Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan;
                                                            Şırıl şırıl,
                                                            Şırıl şırıl...
Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda,
Bahsetse yaşamanın tadından başucumda,
                                                            Mırıl mırıl,
                                                            Mırıl mırıl...  1972

 

Şerafettin GÜÇ

Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı - Eğitimci Yazar 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mutajans.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.